Bir Sabahın Hayali



Yıllar sonra olmak istediğin yerin hayali, orada birlikte olmak istediğin kişiden daha önemliymiş. Hayat bana bunu öğretti. İnsanlar güvenilmez varlıklar. Kimseye hayallerimizi emanet edemez olduk. Hayaller ne ki? Yarına planlar yapamaz olduk.

Kişiler üzerine kurduğun hayallerin büyüklüğü canının ne kadar yanacağını belirlemek demek artık. Korkmuyor musun? Ben korkuyorum.

...


O'nun uyuduğundan emin olduğum ilk anda yataktan kalktım. Akşam eve geç gelme nedenim olan, aldığım yüzlerce parça mumu almak için arabaya gittim. Geç gelme sebebimi inanmayacağı birşeyle açıkladım. Biraz dargın uyuduk. Ehh biraz hüzün olmadan mutluluğun kapısı aralanmazmış.

Mumları dışarıdan içeri yerleştiriyorum. Özellikle üst kata yatak odamıza çıkarken kullandığımız merdivenin kenarlarına dikkat ettim. O kucağımdayken tutuşmak istemem çünkü. Yatak odasına bilhassa dikkat ettim mumları yerleştirirken. Çünkü biz evden çıktığımızda mumlar hala sönmemiş olacak. Bütün pencereleri kapattım bu yüzden. Dışarıdan içeri mumları yakarak tekrar yatak odasına geldim.

Sıra onu uyandırmada. İsmini söyledim bir kaç defa, sesimi yavaş yavaş yükselterek. Gözleri kapalı: "Ne oldu?" dedi. Normalde kızgın olmasa "Ne oldu hayatım?" derdi. Ama sorun yok. Herşey kontrol altında. Sakince "Ev yanıyor." dedim. Gözlerini açtı. Biraz afalladı, odayı alev almış bir halde gördü uyku sersemi. Mum olduklarını farkedemedi. Gözlerini ovuşturduktan sonra şaşkın bir ifade ile bana baktı. Gülümsememek için kendini zor tuttuğunu farkediyordum. Bir yanı hâlâ kızgındı çünkü. Yaklaştım ve öptüm. "Neler oluyor?" diyemedi bile, dudaklarına gömdüm harfleri. "Bir çılgınlığa ne dersin?" dedim. O "Bu saatte mi? Sahi saat kaç? Ama daha otuz dakika olmamış uyuyalı." dedi. Bu bir cevap değil diyip onun tarafına geçtim gözleri benim üzerimde iken. "Ne diyorsun" dedim. İstemiyor gibi yapamadı bile şaşkınlıktan. "Tamam." dedi ve kucağımda aşağı indik. Bütün kapıları geçebilmemiz için açık bırakmıştım. Arabanınki de buna dahil tabi ki...

Şaşkın bir vaziyette beni izledi. Etraftaki mumları görmedi bile... O'nu arabanın koltuğuna bırakıp evin kapısını kapatmaya giderken ardımdan bakınca farketmiş. Arabaya girdiğimde "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. "Giderken görürsün diyemeyeceğim." deyip torpidoyu açmasını söyledim. "Neden garip konuşuyorsun?" dedi. "Siyah kurdelayı bana ver ve sırtını bana dön." dedim. Gözlerini bağladım. Telefonunda dinlediği playlist'inden hazırladığım şarkıları açtım. Gittiğim yollardan gideceğimiz yeri anlamasın diye değişik yollardan gidiyordum. Tamamen sürpriz olmasını istiyordum. Uyumasını rica ettim.

Kızgın-şaşkın karmaşık hali yüzünden sessizdi ya da uyumuştu. Planladığım gibi o uyanmadan varmıştık. Güneş henüz doğmamıştı. Çok derin uyur O. Bu yüzden kucağıma alıp uyandırmadan kumlara bırakmak çok zor olmadı. Kumsal için ayırdığım mumları da yaktım. Güneş doğmaya yakın öperek uyandırdım. Gözleri hâlâ bağlıydı. Uyandığında ilk elini gözlerine götürdü ve gözlerini açtı. Karşısında doğmakta olan güneşi ve denizin o koyu ve hırçın halini gördüğünde, denizin o kokusunu iliklerinde hissettiğinde bana söyleyecek söz bulamadığında dünyada benden daha mutlusu yoktu. Arkasından sarıldım O'na. Boynuna bir küçük öpücük kondurdum. "Nereden çıktı bunlar?" diye sordu. Konuşmaya başladığında güneş tamamen doğmuş mumlar tamamen erimişti.

Üşüdüğünü hissettim. Arabanın arkasından daha önce hazırladığım kıyafetleri getirdim. Ama O daha sıkı sarılmamı istedi. Akşam geç kalışımın sebebinin bu olup olmadığı sordu. Sadece gülümsedim.

...

Uyanmak istediğim bu hayal için kurduğum çalar saatin pili bitmiş. Bahsettiğim O, aslında hiç benimle olmamış. Ben O'nunla geçireceğim günlerin hayalini kurarken, O dünde kalmış. Sadece O'nunla birlikte geçireceğim bir sabahın hayali bile olsa, O'nu mutlu etmeyi çok istemiştim.


Şimdi bu hayalin suçu günahı ne? Gerçekleşmeyi haketmiyor mu?

Sizde haklısınız. Yukarıdaki romantik resimi görüp, öyle bir yazı okuyacağınızı sandınız. İsterdim ki öyle olsun gerçekten... İsterdim ki öyle kalsın. Şimdi o resime tekrar bakın... (kesin bakın)

"Yıllar sonra olmak istediğin yerin hayali, orada birlikte olmak istediğin kişiden daha önemliymiş."

Ben hayallerimden O'nu çıkarttığımda geriye kalan böyle bir resim işte... 

58 Yorum: